İslami şefkate özel bir buluşmanın özeti...
Sevgili okuyucular... Bugün, namazımı kıldıktan kısa bir süre sonra, Ramazan-I şerifin Feyzi ve bereketinden yararlanmak, yüce Allahın takdirini kazanmak için cüz okumaya başladığım sırada, kapının zili çaldı. Kapıyı açtığımda, orta yaştaki bir erkek ve bir kadın, Yehova Şahitleri olarak kendilerini tanıttılar. Sohbet etmek istediklerini söylediler. Ben de onları haneme alarak, misafir salonuna buyur ettim.
Kısa bir tanışma faslından sonra, dinler ve kutsal kitaplar üzerine derinlemesine sohbet ettik.
Kendileri, Hristiyanlık inancı çerçevesinde Yehova Şahitleri adlı mezhebe bağlı olduklarını ifade ettiler. Ben de Zaza asıllı olduğumu, Türkiye’nin Diyarbakır şehrinden geldiğimi söyledim. Bulunduğum Almanya’da inancımı özgürce yaşayabildiğimi anlattım. İslam dininin güzelliklerini bilgim dahilinde anlatmaya çalıştım.
Bayan Piskowski, her iki inançta da ciddi sorunlar olduğunu, insanların inançlarından uzaklaştığını belirtti. Özellikle Müslümanlar arasında da benzer bir durumun gözlemlendiğini vurguladı. 10 yıl önce gittiği Fas’ta, bir köy camisi ziyaretinde gördüğü kalabalığı, bu yıl gittiğinde görememesini örnek olarak gösterdi. Cennet ve cehennem konusunu da ele aldık. İslam dininde cennet ve cehennemin varlığına dair bilgiler verdim. Ancak, Bayan Piskowski, Hristiyanlıkta bu kavramların olmadığını savundu.
Bir örnekle durumu açıklamaya çalıştı: "Çocuğunuz evde bir yaramazlık yaptığında, onu ceza olarak elini fırında yakar mısınız? Tanrı niye bizi cehennemle cezalandırsın? Biz de Tanrı'nın çocuklarıyız," dedi...
İslam'da Allah'a babalık isnat etmenin büyük bir günah olduğunu, kul ile evlat kavramlarının birbirine karıştırılmaması gerektiğini, Allah katında hak dinin islam olduğunu ayetler ile izah etmeye çalıştım.
Bu noktada, oruçlu olmama rağmen, Zaza misafirperverliğimizin bir örneği olarak onları en iyi şekilde ağırladık.
Sohbete eşim Hacı Remziye Hanım da dahil oldu; benim eksik kaldığım yerlerde devreye girdi. İslam dininin yüce Allah katında hak din olduğunu, islam dini indiğinde diğer dinlerin hükmünün kaldırıldığını anlattı.
Bu sohbet, saygı çerçevesinde geçen ve inançlar arası hoşgörünün önemine dikkat çeken bir buluşma oldu.
Farklı inançlardan gelen insanların bir araya gelmesi, karşılıklı anlayışı artırmakta ve hoşgörüyü pekiştirmekte büyük bir rol oynuyor.
İnançlar arası hoşgörü, farklı inanç ve kültürleri anlamak, saygı göstermek ve barış içinde bir arada yaşamak için kritik öneme sahiptir.
Bu tür buluşmalar, farklı köken ve inançlardan toplulukların yaşadığı Almanya’da, insanları birleştirir ve ortak değerler üzerine köprüler kurar. Farklılıklarımızı zenginlik olarak görmek, bu dünyada barış içinde yaşamanın anahtarıdır...
“Al-i imrân 19-Kuşkusuz Allah katında din İslâm’dır. Kitap verilenler, ancak kendilerine ilim geldikten sonradır ki, aralarındaki hak tanımazlık yüzünden ayrılığa düştüler. Allah’ın âyetlerini inkâr edenler bilmelidirler ki Allah’ın hesabı çok çabuktur.“
Ayeti kelimeden de anlaşıldığı gibi, hak din İslam’dır...
Ramazan YILDIZ
22.03.2025 Almanya